İçeriğe geç

KASTEN YARALAMA

Kasıtlı olarak başkasının vücuda acı vermek, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olmak kasten yaralama suçuna işaret eder. Bu suçun konusu kişinin vücut bütünlüğü olmakla beraber bu suçla korunan hukuki yarar da vücut bütünlüğünün yanında vücut sağlığıdır.

Kasten yaralama suçu Türk Ceza kanunun vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar başlığı altında 86. maddede düzenlenmektedir. Maddenin ilk fıkrası bize suçun nasıl oluştuğunu tanımlar niteliktedir.

Kasten yaralama
Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

Suçun unsurlarına gelecek olursak yine maddi unsurlar ve manevi unsurlar olmak üzere ikili bir ayrım yapmamız gerekir.

Burada suçun maddi unsurları olan fail mağdur eylem ve nitelikli haller ele alınacaktır.

Bu suçun konusu failin dışında yaşayan bir insanın vücudu veya sağlığıdır.

Kasten yaralama suçu genel bir suçtur. Bu da herkes tarafından işlenebileceği anlamına gelir. Ancak ihmali davranışla işlenen kasten yaralama suçunda failin sonucun önlenmesi bakımından icrai bir davranışta bulunma yükümlülüğünün olması aranır. Herkes bu suçun mağduru olabileceği gibi yine herkes bu suçun mağduru olabilir. Kişinin kendisini kasten yaralaması bu suçun oluştuğu anlamında gelmez. Bu noktada dolaylı faillik aranır. Dolayısıyla suçun faili ve mağduru farklı kişiler olmalıdır.

Kasten yaralama suçu serbest hareketli bir suçtur. Kişinin vücuduna ve sağlığına zarar verecek herhangi bir hareketle bu suç işlenebilir. Aynı zamanda seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler: başkasının vücuduna acı verme veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma biçimindedir. Yaralama suçu cebirle olabileceği gibi herhangi suç aletleriyle de işlenebilir.

Kasten yaralama suçu bazı durumlarda şikayete bağlı olarak cezalandırılabilir. Bunu da bize maddenin 2. fıkrası açıkça vermektedir:

(2)  Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbîn müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Bu noktada basit bir tıbbi müdahalenin sınırını ve derecesini de tartışmak gerekir.


-Nitelikli hallere geldiğimizde 3. fıkra da bize nitelikli halleri belirtmiştir.

(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
f) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.

Bu haller arasındaki (f) bendindeki “canavarca hisle ” fiili 14.04.2020 tarihinde ek olarak getirilmiştir.

1.Suçun üst soya, alt soya eşe veya kardeşe karşı işlenmesi

Burada bu halin nitelikli sayılma sebebi mağdurun yakını tarafından suç işlenmesine karşı kendisini savunmasındaki yetersizlik olarak gösterilmiş olsa da doktrindeki bazı yazarlar bu nitelikli halin uygulanabilmesi için bu sebebin yeterli olmadığı görüşünde. Söz konusu yazarlarımıza göre bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin yaralama kastıyla eylemde bulunduğu kişinin (a) bendinde sayılan kişiler olduğunu bilmesi ve istemesi gerekir. Yanılma ile üst soy alt soy eş ve kardeşini yaralayan faile bu nitelikli hal uygulanmamalıdır.

Söz konusu suç iştirak halinde işlenmiş ise nitelikli hal yalnızca yaralanan kişi ile arasında( a) bendinde sayılan akrabalık ilişkisi bulunan faile uygulanır.

2. Suçun Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi

Bu halin nitelikli hal sayılması altında yatan sebep suçun kolaylıkla işlenebilmesi durumudur. Şüphesiz ki beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yapılan bir yaralama; kendisini savunacak güce ve ruh sağılığına sahip birine karşı yapılan yaralamaya göre daha kolay ve daha kısa sürede olacaktır.

Buradan anlaşılabilecek haller, sakatlık, yaşlılık, uyku hali, alkol veya uyuşturucu madde altında bulunma gibi hallerdir. Burada kendini savunamayacak durumda olmanın süreklilik arz etmesi gerekmediği gibi mağdurun bu hale gelmesinde kusurlu olması da bir önem arz etmez. Ancak unutulmamalı ki mağdurun bu haller sebebiyle kendisini savunamayacak durumda olması gerekir. Tek başına bu hallerin bulunması hükmün uygulanması için yeterli değildir.

3. Suçun Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi

Türk ceza kanununda kimlerin kamu görevlisi olduğu 6. maddesinin ilk fıkrasının C bendinde belirtilmiştir:

c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,

Burada mağdurun yalnızca kamu görevlisi olması yetmez. Aynı zamanda söz konusu yaralama fiili mağdurun yerine getirdiği kamu görevi sebebiyle işlenmiş olmalı.

4.Suçun Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi

Burada da yine yukarıda verdiğimiz hüküm uyarınca sayılan kamu görevlileri yer alır.

Aynı zamanda bu nitelikli halde de failin yalnızca kamu görevlisi olması yetmez. Kamu görevlisi olmasının yanında suçun görevlinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanarak işlenmesi gerekir.

5. Suçun silahla işlenmesi

Türk ceza kanunumuzun 6. maddesinin ilk fıkrasında silahın tanımı yapılmıştır:

f) Silah deyiminden; 
-Ateşli silahlar,
-Patlayıcı maddeler,
-Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
-Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
-Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik
maddeler,

Silahla yaralamanın nitelikli sayılmasının sebebi suçun işlenişini kolaylaştırmasının yanında aynı zamanda mağdur üzerinde bir korku yaratmasıdır. Bu açıdan bakıldığında kullanmaya elverişli olmayan bir silah da bu durumu bilmeyen mağdur üzerinde korku yaratmaktadır. Dolayısıyla burada kullanılan aracın silah sayılabilmesi açısından önemli nokta nasıl kullanıldığıdır. Bu sebeple de kullanılan aracın silah sayılıp sayılmayacağı somut olaya göre belirlenir.

6. Suçun canavarca hisle işlenmesi

Bu bent kasten yaralama suçu için henüz yeni olması sebebiyle çok fazla açıklığa kavuşmuş olmasa da Kasten öldürme suçundan hareketlere açıklamalar yapılabilir. Bu nokta da Yargıtayın canavarca hisse dair net bir açıklaması olmamıştır. Dolayısıyla bu durumun somut olay bazında değerlendirilmesi söz konusu olmaktadır.

Yargıtay çeşitli kararlarında, yalnızca öldürmüş olmak için öldürmeyi, acı çekme halinden zevk aldığı için birisini öldürmeyi, silah denemek için öldürmeyi, kuran amaçlı öldürmeyi, yakarak öldürmeyi canavarca his olarak kabul etmiştir.

Türk ceza kanunumuzda nitelikli haller bir bütün olarak belirtilmiş. Bir olayda birden fazla nitelikli hal bulunması sonucunda ayrı ayrı her nitelikli hal için artırım yapılacağına ilişkin bir düzenleme yapmamıştır. Dolayısıyla bu noktada aynı olayda birden fazla nitelikli hal bulunması durumunda bir kez artırım yapılır. Ancak hakim bunu temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurarak duruma göre üst sınırdan cezaya hükmedebilir.


Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama durumlar Ceza kanunumuzun 87. maddesinde belirtilmiştir:

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Madde 87- (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar
artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz
yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

-87. madde 4 fıkradan oluşmaktadır. Öncelikle verilecek cezanın 1 kat artırılacağı ilk fıkrada belirtilen hallere göz atalım.

1.Suçun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına yol açması

Duyularımız dış dünyayla temas sağlayan vasıtalarımızdır. Görme, işitme, dokunma tat alma gibi işlevlerimiz kısaca. Burada göz, kulak gibi bazı organlarımız çift olarak bulunmaktadır. Bunlardan yalnızca birinin işlevinin zayıflaması durumunda da bu fıkra hükmü uygulanır.

Burada zayıflama kavramına açıklık getirmek gerekir. Zayıflama söz konusu organın tamamen işlevini yitirmesi değildir. Kısmi olarak işlevini yitirmesini ve işlevini yerine getirmekte güçlük çekmesini ifade etmektedir. Ve ayrıca bu zayıflamanın geçici değil sürekli olması gerekir. Bu zayıflığın oranını belirlemek gerekirse Adli Tıp Klavuzuna göre organdaki zayıflık %10 ve %50 arasında ise işlevin sürekli zayıflaması söz konusu olacaktır. Dolayısıyla bu oranın altındaki işlev kayıpları bu hükmün uygulanmasını gerektirmeyecektir. İşlevde sürekli zayıflık olup olmadığı yaralanmadan 18 ay sonra yapılacak muayene sonucu Adli Tıp Uzmanı raporuyla belirlenir.

2. Suçun konuşmasında sürekli zayıflığa yol açması

Burada kast edilen zayıflık kişinin normal hayatında sürdürdüğü iletişimi artık sürdürememesidir. Burada kast edilen süreklilik de ömür boyu sürekliliği kast etmez bu sürekliliğin uzunca bir süre olması hükmün uygulanması için yeterlidir.

3. Suçun yüzde sabit ize yol açması

Türk Ceza kanunu gerekçesinde yüz Başın ön kısmı olarak açıklanmaktadır.

Sabit is yüzün önceki görünüşünden farklı her türlü değişikliktir. Bu izin kişiyi çirkinleştirmesi de gerekmez. Aksine kişiye toplumca “karizmatik” olarak atfedilen izler de bu dahildedir. Bu izin ameliyatla giderilebilir olması da yine hükmün uygulanmasını engellemez.

4. suçun yaşamı tehlikeye sokan bir duruma yol açması

Burada tehlike yeterlidir. Fiilen gerçekleşmiş olması aranmaz aksi takdir de zaten ölüm neticesi meydana geleceği için bu hükmün kapsamına girmez. Tehlikenin süresi de önem arz etmez. ani gelişmiş bir durum olması yeterlidir. Bu noktada kişinin yaşamı ciddi anlamda tehlikeyle maruz kalmakta olup bu tehlike mağdurun kendisi yahut tıbbi yardımlar sonucu önlenerek ölüm neticesini doğurmaz.

5. Suçun gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olması

Burada çocuğun canlı olarak doğması şarttır.Aksi takdirde bu hükmün kapsamına değil 2. fıkranın (e) bendi kapsamına girer. Çocuğun erken doğup doğmadığı mevzusu da normal gebelik süresine göre belirlenir.

-87. maddenin 2. fıkrasındaki hallerde verilen ceza ise 2 kat artırılır.

1.Kişinin iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalık veya bitkisel hayata girmesine sebep olma

Hastalığın iyileşemez nitelikte olup olmadığı tıbbi durumlara göre belirlenir. Bitkisel hayatta olma durumu beyin ölümünün gerçekleşmiş olması durumundan farklıdır. Bitkisel hayatta olan bir kişinin çok uzak bir ihtimal de olsa iyileşme ve normal hayata dönme olanağı vardır.

2.Duyulardan veya organlardan birinin işlevini yitirmesine sebep olma

Buradaki söz konusu kayıp %50nin üzerinde ise organ ve duyu işlevini yitirmiş sayılır.

3.Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybına sebep olma

Konuşma yeteneğinin kaybından kast edilen mağdurun artık anlaşılır biçimde konuşamıyor olması.

4. Yüzün sürekli değişikliğine sebep olma

Yüzdeki sürekli değişiklik sabit izden farklıdır. Burada mağdurun yüzünün aldığı biçim çevresindeki insanlar tarafından yadırganmaktadır.

5.Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine sebep olma

Burada da çocuğun artık dünyaya gelemeyecek olması söz konusudur.

-87. maddenin 3. fıkrasında ise vücutta kemik kırılması veya çıkığına neden olması durumu yer almaktadır. Burada verilecek ceza kırık veya çıkığın fonksiyonlara etkisine göre yarısına kadar artırılabilir.

-Ve nihayet son fıkrada da yaralama sonucunda ölümün meydana gelmesi durumu yer alır. Bunun oluşabilmesi için birtakım koşullar gereklidir:

a)Failimiz yaralama kastıyla hareket etmeli

b)Bu hareket sonucunda mağdur ölmeli

c)Hareket ile ölüm sonucu arasında nedensellik bağı olmalı

d)Fail ölüm sonucu açısından en azından taksirle hareket etmiş olmalı.

4. fıkra bizi 86. maddenin 1. fıkrası ve 3. fıkrasına yönlendirmektedir. Bu yönlendirmeye göre meğer ki neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama 1. fıkraya giren hallerde meydana gelmişse 8 yıldan 12 yıla kadar ; 3. fıkraya giren hallerde meydana gelmişse 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Dolayısıyla bu durumda 86. maddenin 2. fıkrasında yer alan basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama sonucu mağdur ölmüşse neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamaya ilişkin hüküm (87/4) uygulanamaz.


Kişinin vücudu üzerindeki tasarruf yetkisi sınırsız değildir. Bu, kişinin rızasını da etkiler. Kişinin vücudu üzerindeki herhangi bir şeye rıza verebilmesi için bu konuda tasarruf yetkisi olmalıdır. Dolayısıyla bir kişi vücudunun yaralanması konusunda tasarruf yetkisine sahip değildir. Bu durumda rıza kasten yaralama suçunu hukuka uygun hale getirmez.


Kasten yaralama suçunun manevi unsuru kasttır. Bu suç genel kastla işlenir. Burada kişinin söz konusu eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi aranır. Fail suçun nitelikli unsurunu gerçekleştirdiğinde, failin, mağdurun veya kullanılan vasıtaların da bilincinde olmalıdır.

Bu suç olası kastla da işlenebilir. Yargıtay olası kastın belirlenmesinde netice unsurunu önemser. Fail öngördüğü neticeyi kabullenerek fiili icra etmeye devam etmişse bu durumda olası kastın varlığı kabul edilmektedir.


1.TEŞEBBÜS

Kasten yaralama suçuna teşebbüs mümkündür.

2.İŞTİRAK

Bu konuda genel kurallar uygulanır. Suçu işleyen kişilerinin hepsinin suçu önleme yükümlülüğü varsa müşterek faillik söz konusu olur. Kendisine yükümlülük yüklenmeyen kişi azmettiren yahut yardım eden olarak sorumlu tutulur.

3.İÇTİMA

Kasten yaralama suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Bu durumda suç işlemeye kararıyla değişik zamanlarda aynı kişiye karşı kasten yaralama suçunun birden fazla kes uygulaması durumunda gerçek içtima hükümleri uygulanır ve fail her suçtan ayrı cezalandırılır.


Kasten yaralama suçunda 86 maddenin 2. fıkrasında belirtildiği gibi basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek seviyede olması durumunda mağdurun şikayeti üzerine kovuşturma yapılır. Ancak diğer hallerde re’sen kovuşturma yapılır.

Tarih:Uncategorized

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.