İçeriğe geç

VELAYET

Velayet:

  • Kural olarak ergin olmayanların ve istisnaen  hakim tarafından kısıtlanan ergin çocukların korunma, bakım ve eğitimlerinin sağlanması amacıyla anne babaya tanınmış hak,yetki ve sorumluluklar bütünüdür.
  • Velayet kişi üzerindeki mutlak haklardandır.

Velayete tabi olan kişiler :

  1. Ergin olmayan küçükler  (Kural olarak 18 yaşından küçükler ergin değildir. Ancak istisnaen 18 yaşından küçük fakat evli olan kişiler ya da mahkeme kararıyla ergin kılınanlar velayete tabi olmayacaktır.)
  2. Hakim tarafından kısıtlanan ve kendisine vasi atanmayan erginler ( istisnadır )
  • Velayet hakkı yalnızca anne ve babaya tanınmıştır. Bu nedenle mahkeme tarafından  anne ve babanın velayeti kaldırılıp örneğin çocuğun bakım ve gözetimi teyzesine veriliyorsa bu kişi veli değil vasi sıfatına sahip olacaktır.
  • Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz.

Velayet hakkına sahip olan kişiler :

  • Velayet hakkına kural olarak anne ve baba sahip olur. İstisnaen çocuğu evlat edinen de bu hakka sahip olabilir.Çeşitli olasılıklara göre velayet hakkına sahip olan kişileri şu şekilde sıralayabiliriz:

1.Ana ve baba evliyse: Velayeti ana ve baba birlikte kullanır.

2.Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık kararı verilmişse : Hakim velayeti eşlerden birine verebilir.

3.Ana ve baba boşanmışsa : Hakim velayeti  ana ve babadan birine verir. (Bu durumda hakim ortak velayete de hükmedebiliyor. )

4.Ana ve babadan biri ölmüşse : Velayet sağ kalan eşe geçer.

5.Ana ve baba evli değilse (burada kastedilen boşanma sonucu evliliğin sona ermesi değil çocuğun evlilik dışında doğduğu hallerdir ) : Velayet anaya aittir. Ancak anne ölmüş, kısıtlı,küçük  veya velayet kendisinden alınmışsa hakim çocuğun menfaatine göre vasi atar yahut çocuğun velayetini babaya verir. (Elbette babaya verilmesi için çocuk ile baba arasındaki hukuki bağın kurulması gerekir.Bu da babalık davası ,tanıma veya ana ve babanın evlenmesi ile mümkündür.)

6.Evlat edinme halinde: Velayet asıl anne ve babadan alınıp evlat edinen anne babaya verilir. Çocuğu eşlerden biri evlat edinmişse yalnızca evlat edinen velayet hakkına sahip olur.

7.Üvey  çocuklar üzerinde velayet : Çocukların öz anne-babası olmayan eşin, üvey çocuklar üzerinde velayeti yoktur. Ancak MK m.338’e göre :

 ‘‘Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler. Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.’’

Velayetin kapsamı :

  • Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygular.
  • Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
  • Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
  • Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
  • Çocuğun adını ana ve babası koyar.
  • Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar. Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel engelli olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.
  • Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir. Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir.
  • Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.İyiniyetli üçüncü kişiler, eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler.Vesayet makamlarının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler velâyetteki temsilde de uygulanır.
  • Velâyet altındaki çocuğun fiil ehliyeti, vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibidir.Yani sınırlı ehliyetsizdir. Çocuk, borçlarından ana ve babanın çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmaksızın kendi malvarlığı ile sorumludur.
  • Velâyet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahip ise ana ve babanın rızasıyla aile adına hukukî işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer.
  • Çocuk ile ana veya baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukukî işlemle çocuğun borç altına girebilmesi, bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır.

Çocuk Malları :

1.Yönetme hakkı: Ana ve baba, velâyetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler; kural olarak hesap ve güvence vermezler. Ancak evlilik sona ermişse velayet kendisinde kalan eş, hakime çocuğun malvarlığının dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu malvarlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşen önemli değişiklikleri bildirmek zorundadır. Her iki durumda da veli yükümlülüklerini yerine getirmezse hakim müdahale eder.

2.Kullanma hakkı: Kusurları nedeniyle velayet kaldırılmış olmadıkça ana ve baba çocuğun mallarını kullanabilir.

3.Çocuğun mallarının gelirlerinin harcanması : Öncelik çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi olmak üzere; hakkaniyete uyduğu ölçüde aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler.

4.Çocuk mallarının kısmen harcanması : Olağan ihtiyaçlar gerektirdiği ölçüde sermaye biçiminde ödemeler, tazminatlar ve benzeri edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir.Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hâkim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.

Çocuğun Serbest Malları:

Ana ve babanın kullanım ve yönetimi dışında kalan,salt çocuğa ait mallardır.

1.Karşılıksız kazandırmalar : Ana ve baba, faiz getiren yatırım veya tasarruf hesabı açılmak üzere ya da açıkça ana ve babanın kullanmaması koşuluyla çocuğa yapılan kazandırmaların gelirlerini kendi menfaatlerine sarfedemezler.Ancak kazandırma sırasında aksi öngörülmemişse yönetim hakkına sahiptirler.

2.Saklı pay : Miras bırakan ölüme bağlı tasarruf yoluyla çocuğun saklı payını ana ve babanın yönetimi dışında bırakılabilir.Ya da yönetimi bir üçüncü kişiye bırakmışsa, tasarrufunda bu kişinin belirli zamanlarda sulh hâkimine hesap vermesini öngörebilir. Vasiyetnamede bu hususları belirtmelidir.

3.Meslek veya sanat için verilen mal ve kişisel kazancı : Ana ve baba tarafından bir meslek veya sanat ile uğraşması için çocuğa kendi malından verilen kısmın veya kendi kişisel kazancının yönetimi ve bunlardan yararlanma hakkı çocuğa aittir.Çocuk evde ana ve babasıyla birlikte yaşıyorsa ana ve baba ondan kendisinin bakımı için uygun bir katkıda bulunmasını isteyebilirler.

Çocuğun Mallarının Korunması :

Ana baba çocuğun mallarının yönetiminde özensiz davranıyorsa hakim malların yönetimi konusunda talimat verme , malları tevdi etme veya güvence gösterilmesini isteme gibi bazı önlemler alabilir.

Yönetimin ana babadan alınması:

  • Çocuğun mallarının tehlikeye düşmesi başka şekilde önlenemiyorsa,
  • Çocuğun, yönetimi ana ve babaya ait olmayan malları tehlikeye düşmüşse,
  • Çocuk mallarının gelirlerinin veya bu mallardan ayrılmış belirli miktarların kanuna uygun şekilde sarfedileceğinden kuşku duyuluyorsa

Bu durumlardan herhangi birinin varlığı halinde hakim çocuk mallarının  yönetimini bir kayyıma bırakabilir.

Yönetimin sona ermesi:

  • Ana baba velayet hakları ya da çocuk malları üzerindeki yönetim hakları sona erince; çocuğun mallarını, hesabıyla birlikte ergin çocuğa, vasisine veya kayyıma devrederler.
  • Ana ve baba, çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumludurlar.
  • Dürüstlük kuralına uygun olarak başkasına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler.
  • Kanuna uygun olarak çocuk veya aile için yaptıkları harcamalardan dolayı tazminatla yükümlü tutulmazlar.

Çocuğun Korunması:

  • Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.
  • Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir.
  • Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir.
  • Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler Devletçe karşılanır. (Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır. )
  • Durumun değişmesi hâlinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir.

Velayetin Kaldırılması :

Çocuğun korunmasına ilişkin önlemler (çocuğun bir aile yanına veya kuruma yerleştirilmesi gibi ) fayda vermez ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa hakim aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verir.

1. Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi. 2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

  • Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
  • Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.Bu yüzden velayetin kaldırılması kararında bu durumun hangi çocukları kapsadığının belirtilmesi oldukça önemlidir. Aksi halde örnek vermek gerekirse anne A’nın önceki evliliğinden 2 çocuğu var ve şu anki evliliğinden de 1 çocuğu var.Anne A’nın önceki evliliğinden olan çocuklarına yeterli ilgiyi göstermediği için mahkeme tarafından velayetin kaldırılması kararı verilir ve hangi çocukları kapsadığı belirtilmezse anne A mevcut evliliğinden olan ve sorumluluklarını yerine getirdiği çocuğu üzerinde de velayet hakkını kaybedecektir.
  • Ana ve babanın yeniden evlenmesi tek başına velayetin kaldırılmasına sebep olmaz. Ancak çocuğun menfaati gerektirirse velayet sahibi değiştirilebilir (örneğin velayet annedeyken babaya geçebilir ) ya da durum ve koşullara göre bu mümkün değilse velayet kaldırılabilir (örneğin daha önceden velayet babadan alınmış ve anneye verilmişse durum ve koşullar değişmediği sürece velayetin değiştirilip tekrar babaya verilmesi mümkün olmayacağından velayet anne ve babadan kaldırılıp çocuğa vasi atanacaktır. )
  • Velayet kaldırılsa bile ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder.Ancak ana ve babanın yahut çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler devletçe karşılanır. (Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır. )
  • Velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalkmışsa hâkim, re’sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velayeti geri verir.

Velayet Davası :

  • Velayet davası çocuğun velayeti kendisinde olmayan tarafın diğer tarafa açtığı bir aile hukuku davasıdır.
  • Görevli mahkeme aile mahkemesidir.
  • Yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri ve çocuğun oturduğu yer mahkemesidir ( Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri çocuğun kendisine bırakıldığı anne veya babanın yerleşim yeridir. ) Yetki kesin olmadığı için davanın yetkisiz mahkemede açılması durumunda davalının ilk itirazda bulunması gerekir.
  • Velayet davası boşanma davası sırasında veya sonrasında açılabilir.
  • Velayet davası sonucu verilen karar nihai olmayıp durum ve şartlara göre her zaman değiştirilebilir.Dolayısıyla velayet davası da çocuk ergin oluncaya dek her zaman açılabilir.
  • Çocuğun velayetinin kime bırakılacağı konusu hakimin takdirinde olup göz önünde bulundurulması gereken tek şey ‘çocuğun menfaatidir.’
  • Önemli olan çocuğun menfaati olduğu için eşlerin bu konuda anlaşması tek başına yeterli olmayacaktır.

Karar verilirken çocuğun yararı için göz önünde bulundurulması gereken bazı hususlar :

Çocuğun yaşı karar verilirken göz önünde bulundurulması gereken unsurlardan biridir.Uygulama da özellikle 6 yaşa kadar çocuğun velayeti genellikle anneye verilir.

Çocuğun görüşü de hakim için yol gösterici olacaktır. Uygulamada 8 yaş ve üzeri çocuklara velayet davalarında görüşü sorulur. Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gereği 12 yaşından büyük olan çocukların velayet konusunda görüşünün alınması zorunludur.Ancak çocuğun görüşü hakim için bağlayıcı değildir.

Boşanmada tarafların kusuru velayetin karşı tarafa verilmesini gerektirmez.Elbette ki burada kusurun ne olduğu önem arz eder.Örneğin sadakatsizlik nedeniyle eşler boşanmışsa velayet sadakatsiz davranan eşe de verilebilir.Sonuçta kötü bir eş olmak kötü bir anne baba olunacağı anlamına gelmez. Ancak eşler fiziksel şiddet nedeniyle boşanmışlarsa bu göz önünde bulundurulur.

Kardeşlerin durumu da hakimin göz önüne alacağı hususlardan biridir. Kardeşlerin istisnai bazı durumlar hariç birlikte kalmasına ya da kişisel ilişkilerinin devamlılığına dikkat edilir.

Çocuğun bakımı en önemli hususlardan biridir. Velayetin verilmesinde çocuğun bakımı,eğitimi,kişisel ve ahlaki gelişimi önemlidir.Hakim bu hususları göz önüne almalıdır.

Tarih:Ders Notları

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.