İçeriğe geç

2.EHLİYET AÇISINDAN KİŞİLERİN SINIFLANDIRILMASI

EHLİYET TÜRLERİ

Tam EhliyetlilerTam EhliyetsizlerSınırlı EhliyetsizlerSınırlı Ehliyetliler
Ergin olmalıAyırt etme gücü olmayan herkesAyırt etme gücü olan küçükAyırt etme gücüne sahip ergin
Kısıtlı olmamalı *********Ayırt etme gücü olan kısıtlıKısıtlı olmasa da bazı işlemler için yasal danışman onayı
Ayırt etme gücüne sahip olmalı ********* ******** ************


1.Tam Ehliyetliler


Tam ehliyetli kişiler,

  • Ayırt etme gücü
  • Ergin olmak
  • Kısıtlı olmamak
    durumlarının üçüne de aynı anda sahip olan kişilerdir. Bu kişiler kendi eylemleri ile borç altına girebilir, hak kazanabilirler.

Bir önceki yazımızda bu konunun ayrıntılarına değinmiştik.


2. Tam Ehliyetsizler

Kişinin ayırt etme gücüne sahip olmaması o kişinin tam ehliyetsiz olmasına sebebiyet verir. Kişi ergin ya da kısıtlanmamış olsa dahi ayırt etme gücüne sahip olmadığı müddetçe tam ehliyetsiz olarak kalacaktır.
Sürekli olarak ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler kendi eylemleri ile hak kazanamaz ve borç altına giremezler.

Madde 15- Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.

Bu kişiler aynı zamanda haksız fiil ve borca aykırı davranışlarından da sorumlu tutulamazlar. Fakat bu durumun birtakım istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalar işlem ehliyeti açısından ve sorumluluk ehliyeti açısından ayrı ayrı ele alınır.

İşlem ehliyeti açısından;

Bu geçersizlik hukuki işlemler için geçerli olduğu gibi hukuki işlem benzeri fiiller için de geçerlidir. Tam ehliyetsizin yaptığı hukuki işlem başlangıçtan itibaren kesin hükümsüzdür. Ayırt etme gücü bulunmayanla işlem yapan karşı tarafın iyi niyetli olması da işlemi kesin hükümsüzlükten kurtarmaz. (Kazandırıcı zamanaşımı bu durumun bir istisnası sayılabilir)

Kesin hükümsüzlük kuralının istisnaları:


I. İradeden bağımsız doğan hukuki sonuçlar


II. Ayırt etme gücünden yoksun olan kimsenin yaptığı evlilik

Madde 156- Batıl bir evlilik ancak hâkimin kararıyla sona erer. Mutlak butlan hâlinde bile evlenme, hâkimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.

III. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kimsenin ölümüne bağlı tasarrufları

Madde 557- Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: 
1.Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa

IV. Hükümsüzlüğü ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılmasını oluşturması


V. Geçersiz hizmet sözleşmesinin tarafı olması
Hizmet sözleşmesi geçersiz olsa bile hizmet ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar geçerli sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğurur.

sorumluluk ehliyeti açısından;


Haksız fiil sorumluluğu kusura dayanır. Fakat ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin kusuru söz konusu olamaz.


Bazı durumlardan haksız fiil sorumluluğu kusura dayanmaz. Bu durumlarda Tam ehliyetsizler de haksız fiillerinden sorumlu tutulur. Bu kusursuz sorumluluk hallerine örnek olarak Türk borçlar kanunu madde 66’da düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu; madde 67’de düzenlenen hayvan bulunduranın sorumluluğu; madde 69’da düzenlenen yapı malikinin sorumluluğu verilebilir.


Yine Türk borçlar kanunu, kusura dayanan sorumluluk hallerinde bazı durumlarda hakkaniyet gerektiriyorsa tam ehliyetsizin hukuka aykırı fiili ile verdiği zarardan tamamen yahut kısmen sorumlu olmasını öngörmüştür. (Örneğin zengin bir ailenin çocuğu olan ve ayırt etme gücü bulunmayan A’nın , yoksul bir ailenin çocuğu olan B’ye verdiği fiziksel zarardan dolayı B’nin hastanede gördüğü tedavi ücretinin tamamının veya bir kısmının A’nın ailesi tarafından karşılanmasına hakim tarafından karar verilmesi durumu.)

Türk borçlar kanunu 59. maddesinde;

MADDE 59- Ayırt etme gücünü geçici olarak kaybeden kişi, bu sırada verdiği zararları gidermekle yükümlüdür. Ancak, ayırt etme gücünü kaybetmede kusuru olmadığını ispat ederse, sorumluluktan kurtulur

Kişi ayırt etme gücünü kendi kusuruyla geçici olarak kaybettiyse bu halde işlediği haksız fiillerinden sorumludur.
Ayırt etme gücüne sahip olmayan tam ehliyetsize yasal temsilci atanır.


3. Sınırlı Ehliyetsizler

Ayırt etme gücüne sahip kısıtlı ve ayırt etme gücüne sahip küçükler sınırlı ehliyetsiz grubunda yer almaktadır. Bu kişilerin ehliyetsizlikleri bazı durumlarda kaldırılır bu sebeple sınırlı ehliyetsiz olarak adlandırılırlar.

Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar
Madde 16- Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.

Küçüklerin yasal temsilcileri velayetine sahip olan kişiler iken kısıtların yasal temsilcileri ise vasilerdir.

Madde 335- Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.
Madde 404- Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır

Türk Medeni Kanununun 16. maddesi sınırlı ehliyetsizi korumaktadır. Sınırlı ehliyetsiz kişiler yasal temsilcilerinin rızası olmadan kendi işlemleriyle borç altına giremezler.

Vesayet altındaki ayırt etme gücü olan kısıtlı ve velayet altındaki ayırt etme gücü olan küçüklerin yaptıkları işlemlerde yasal temsilcinin rızasının alınması şartı aynı esaslara tabi kılınmıştır.

Bu noktada yasal temsilcinin rızasına tabi olan sınırlı ehliyetsizin yaptığı işlemlerle; yasal temsilcinin sınırlı ehliyetsiz adına yaptığı işlemler birbirinden ayrılır. Yasal temsilcinin rızasına tabii olan işlemler rıza verilince sınırlı ehliyetsizin yaptığı şekilde geçerli olur. Ancak yasal temsilcinin sınırlı ehliyetsizi temsilen yaptığı işlemlerde yasal temsilcinin iradesi söz konusudur.

Velayet hakkına sahip ana ve baba rızayı birlikte vermelidir.

Yasal temsilcinin rızası işlem yapıldıktan sonra verilirse “onay (icazet)”; işlem yapılmadan verilirse “izin”; işlem sırasında verilirse “işleme katılma” olarak adlandırılır.

Rızanın verilmesi burada herhangi bir şekle tabi değildir. Rıza bir defa verildikten sonra işlem tamamlanana kadar geri alınması mümkündür ancak işlem tamamlandıktan sonra geri alınamaz.

Sınırlı ehliyetsizler kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını yasal temsilcilerinin rızası olmadan kullanabilirler. Mutlak anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar sınırlı ehliyetsiz tarafından kullanılır. Örneğin evliliğin iptali, soybağının reddi davası, ayrılık ve boşanma davaları mutlak anlamda kişiye sıkıya sıkıya bağlı haklardandır ve yasal temsilcinin rızası olmadan sınırlı ehliyetsiz bu davaları açabilir. Nisbi anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarda ise sınırlı ehliyetsizin işlemine yasal temsilcinin rıza göstermesi gerekir. Örneğin nişanlanma ve evlenme nisbi anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır.

Sınırlı Ehliyetsizlerde ehliyet bazı durumlarda genişleyebilir. Bu durumlar;

1-  Meslek veya sanat
Madde 453- Vesayet altındaki kişiye vesayet makamı tarafından bir meslek veya sanatın yürütülmesi için izin verilmiş ise, o kişi bununla ilgili her türlü olağan işlemleri yapmaya yetkilidir ve
bu tür işlemlerden dolayı bütün malvarlığı ile sorumludur.
2-  III. Meslek veya sanat için verilen mal ve kişisel kazanç
Madde 359- Ana ve baba tarafından bir meslek veya sanat ile uğraşması için çocuğa kendi malından verilen kısmın veya kendi kişisel kazancının yönetimi ve bunlardan yararlanma hakkı çocuğa aittir.

Velisinin rızası ile ailesinden ayrı yaşayan çocuğun kendi kazancı üzerindeki harcamaları kendi iradesine tabidir. Aynı şekilde vesayet altındaki kişiye bırakılan malların tasarrufu da esayet altındaki kişinin iradesine tabidir.

Sınırlı ehliyetsizler için yasak olan işlemler;

Yasak işlemler
Madde 449- Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır.

Ayırt etme gücüne sahip olan herkesin kusurlarından sorumlu olduğu gibi sınırlı ehliyetsizler de haksız fiil ve borca aykırı davranışlarından doğan zararlardan sorumludurlar.


4.Sınırlı Ehliyetliler

Sınırlı ehliyetliler kendilerine yasal danışman atanmış olan kişilerdir. Sınırlı ehliyetlilerin bazı işlemleri yapabilmek için yasal danışmanlarının görüşünü almaları gerekmektedir. Bu işlemler Türk Medeni Kanununun 429. maddesinde şöyle belirtilmiştir:





  1. Dava açma ve sulh olma,
  2. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
  3. Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi,
  4. Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri,
  1. Ödünç verme ve alma,
  2. Ana parayı alma,
  3. Bağışlama,
  4. Kambiyo taahhüdü altına girme,
  5. Kefil olma

Şu var ki yasal danışman yasal temsilci olmadığı için bu işlemleri tek başına yapamaz. İşlemi kendisine yasal danışman atanan kişi yapar. Yasal danışmanın görüşü alınır.

Tarih:Uncategorized

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.