HAK EHLİYETİ
Kişinin hak ve borçlara sahip olması hak ehliyetine sahip olmasına bağlıdır. Hak ehliyeti kişiye tanınan bir hak değildir, hak sahibi olabilmenin bir şartıdır.
Türk Medeni Kanunu’nun 8. maddesi Hak ehliyetine açıklı getirmektedir:
I. Hak ehliyeti Madde 8 - Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.
Buna göre doğan her insan genel olarak hak ehliyetine sahip olur. Buna GENELLİK İLKESİ denir. Maddenin 2. fıkrasında tüm insanların hak ve borçlara ehil olmada eşit olduklarından bahsediliyor. Buna da EŞİTLİK İLKESİ adı verilir. Ancak buradaki eşitlik mutlak bir eşitlik değildir. Bazı durumlarda hak ehliyetinde eşitlik ilkesine istisnalar getirilmek zorunda kalınmıştır.
HAK EHLİYETİNİN SINIRLANDIĞI HALLER
Hak ehliyetini sınırlayan hükümler şu sebeplere dayanır:
1.YAŞ
Türk Medeni Kanunundaki bazı hükümler bazı haklara sahip olmayı belirli yaşlara bağlı tutmuştur.
Madde 124- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Madde 502- Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak gerekir. Madde 503- Miras sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmak, kısıtlı bulunmamak gerekir. Madde 307- Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir. Madde 341- Ergin, dinini seçmekte özgürdür. Madde 413- Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar
- CİNSİYET
Türk Medeni Kanunumuz kadın erkek eşitliğinin sağlanması amacını güder. Ancak çok çok istisnai bir iki durumda cinsiyet hak ehliyetini sınırlamaktadır.
Madde 132- Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez.
Soybağının reddi davası yalnızca babaya tanınmış bir haktır.
Madde 286 - Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır
3.EVLİLİK
Evlilikte kadın ve erkek eşit hak ve ödevlere sahiptir. Ancak bunun tek istisnası evlenen kadının kocasının soyadını almak zorunda olmasıdır. Ancak kadın kendi soyadını da kocasına ait soyadın önünde kullanma hakkına sahiptir.
4.AKIL HASTALIĞI
Akıl hastalığı olan kişiler temyiz kudretine (ayırt etme gücüne) sahip olsalar dahi kurul raporu olmadıkça evlenemezler.
5.HAYSİYETSİZ HAYAT VE MAHKUMİYET
-Medeni kanunun 418. maddesine göre haysiyetsiz hayat sürenler vasi olarak atanamazlar.
Madde 536- Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, miras bırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.
- YABANCILIK
Türk vatandaşı olmama durumu Türkiye’de bazı haklara sahip olamamaya sebep olmaktadır. Bunun en önemli örneği yabancıların Türkiye’de kolay kolay taşınmaz mal sahibi olamaması durumudur. - AYIRT ETME GÜCÜ Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını yani şahsen kullanılması zorunlu olan haklarını kullanamazlar.
FİİL EHLİYETİ
Bir kimsenin kendi iradi hareketleriyle bir hukuki sonuç meydana getirebilmesi FİİL EHLİYETİni ifade eder. Kişinin bu sonucu arzu edip etmemesi fiil ehliyeti karşısında herhangi bir önem teşkil etmez.
Madde 9 - Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
Fiil ehliyeti ancak bir fiil söz konusu olduğunda aranır.
Hak ehliyeti doğumdan itibaren her insanın sahip olduğu bir ehliyet iken fiil ehliyeti için aynı durum söz konusu değildir. Kanun koyucu fiil ehliyeti için bazı şartlar aramaktadır. Fiil ehliyeti doğumla değil sonradan kazanılan bir ehliyettir.
TAM FİİL EHLİYETİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR
- AYIRT ETME GÜCÜ
Önceki medeni kanunumuzda temyiz kudreti olarak geçmektedir. Bunun anlamı akla uygun biçimde davranabilme ve davranışlarını kontrol ederek sonuçlarını öngörebilme yeteneğidir. Bir anlamda davranışlarının sebep ve sonuçlarını doğru olarak kavrayabilmektir.
Kanun hükümleri akla uygun biçimde davranmanın kesin ölçülerini veremez. Bu hakimin somut olaydaki yorumlarına göre belirlenir.
Akla uygun biçimde davranmayı engelleyen bazı sebepler vardır:
- Yaş küçüklüğü
- Akıl hastalığı
- Akı zayıflığı
- Sarhoşluk
Genel kabule göre ayırt etme gücü görecelidir.
- ERGİN OLMAK
Kanunun öngördüğü erginlik yaşına gelmiş olan kişiler ve başka bir yolla ergin durumuna getirilen kişiler ergindir.
Madde 11 - Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar.
-18 yaşını dolduran kişiler normal yolla ergin olmaktadır.
Evlenme yaşı erginlik yaşının altındadır.
Madde 124- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
-Erkek ve kadın 17 yaşını doldurunca kanuni temsilcisinin rızası ile evlenebilir ve evlenmekle ergin kılınır.
Olağanüstü bazı durumlarda ise 16 yaşını dolduran erkek veya kadın evlenebilir. Ve yine bu şekilde ergin kılınır.
Şu var ki evlenmenin geçerli olmaması erginliğin kazanılmasına engel olmaz.
Madde 12 - Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.
Bu durumun bazı şartları vardır:
- 15 yaşın tamamlanmış olması
- Küçüğün isteğinin bulunması
- Küçük velayet alında ise velisinin rızasının alınmış olması
- Velayet altında ise vesayet ve denetim makamının izninin alınmış olması
- Erginlik kararının küçüğün menfaatine olması
3.KISITLI OLMAMAK
Tam fiil ehliyeti için gerekli şartlardan 3.sü ise Kısıtlı olmamaktır. Türk Medeni Kanunu madde 405 ve 408 arasında kısıtlılık sebeplerini düzenlemiştir. Kanunda düzenlenen kısıtlama sebepleri:
-Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı
Madde 405- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır
-Savurganlık, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim
Madde 406- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır
-Özgürlüğü bağlayıcı ceza
Madde 407- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.
-İlgilinin rızası
Madde 408- Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.
TAM EHLİYET ŞARTLARINDAKİ EKSİKLİKLERİN ETKİSİ
1- Ayırt etme gücünün bulunmaması
Ayırt etme gücünün varlığı ve yokluğunun kesin bir ölçüsü olmayıp her olayda araştırılması ve değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Ayırt etme gücü bulunmayan kişiler tamamen ehliyetsiz sayılırlar. İleri derece akıl hastaları ve idrak yeteneği bulunmayan küçük çocuklar sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun sayılırlar.
2- Ergin olmayanlar
Erginlik daha önce de bahsedildiği üzere kanun hükümlerinde varılması gereken yaş grubudur. Türk medeni kanununda genel erginlik yaşı 18dir. Ancak yukarda da bahsedildiği üzere kanunda sayılan bazı istisnai durumlarda erginlik yaşı değişiklik gösterebilir.
Ergin olmayan kişilerin yasal temsilcileri vardır. Ve küçüğün yasal temsilcisi esas itibariyle ana ve babadır.
IV. Çocuğun temsil edilmesi Madde 342- Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.
Ana ve baba vefat etmişse yahut velayet ellerinden alınmışsa küçük vesayet altına alınır bu durumda da yasal temsilci vasidir.
Yasal temsilciler küçüğün kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklarını kullanamazlar. Ve küçük adına bağışlama ve kefalet sözleşmesi yapmaları yasak işlemlerdendir.
3- Kısıtlılar
Bu kişiler ergin olmalarına rağmen bazı durumlardan ötürü kısıtlandıkları için (bunlar da yukarıda sayılmıştır) ergin olmayanlara benzer statüdedirler. Yasal temsilcileri vardır. ve ergin olmayanların temsili için söylenenler bunlar için de geçerlidir.
4- Kendisine danışman atananlar
Kendisine danışman atanan kişilerin fiil ehliyetleri vardır. Burada danışmanın rızası, kendisine danışman atanan kişinin yaptığı işlemler için bir geçerlilik şartıdır. Ve sadece kanunda sayılan konularda danışmanın rızası gerekmektedir (TMK m.429). Bu konular;
B. Yasal danışmanlık Madde 429- Kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır:
- Dava açma ve sulh olma,
- Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
- Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi,
- Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri,
- Ödünç verme ve alma,
- Ana parayı alma,
- Bağışlama,
- Kambiyo taahhüdü altına girme,
- Kefil olma
İlk Yorumu Siz Yapın